Skip to main content
Hücre yaşamın temeli diyoruz. Ve DNA hücre içinde özel paketlenme ile oluşturulmuş durumda Hücrenin hikâyesine baktığımız zaman çok yeni değil aslında, 1600lerde ilk kez hücrenin varlığını söylerken, ilerleyen zamanlarda hücrenin... more
Hücre yaşamın temeli diyoruz. Ve DNA hücre içinde özel paketlenme ile
oluşturulmuş durumda Hücrenin hikâyesine baktığımız zaman çok yeni değil
aslında, 1600lerde ilk kez hücrenin varlığını söylerken, ilerleyen zamanlarda
hücrenin organelleri oluşmaya başlandı, 1960lı yıllarda genetiğin temel
taşını oluşturan DNA’nın yapısı oluşmaya başlandı, 1970li yıllarda DNA’nın
yapısı manipüle edilmeye başladık, yani DNA’nın kesitlerini biliyorduk, bu
ne demektir, örneğin elimizde bir camımız var, camı taş atarak kırabiliriz,
ama hiç işimize yaramaz, ama camı elmasla istediğimiz şekilde kesebiliriz.
Bu 1970li yıllarda DNA’nın kesilmesine fırsat veren enzimlerin keşfiyle
başladı, ama tüm bunlardan sonra şöyle bakıyoruz, erişkin bir insanda
yaklaşık 75-80 trilyon hücreden oluşur, her bir hücre içinde 46 kromozom
var, her bir hücrenin içinde 2metrelik DNA’mız var, bu şu demektir 2 x 70
trilyon demek, yani o zaman bir insandaki DNA miktarı dünyanın etrafını 4-
5 kez dolanabilecek durumda, ve yaklaşık 3 milyon bazımız var, ve yaklaşık
30 bil genimiz var, DNA’daki bilgi önce rnaya sonra proteine aktarılıyor,
peki, yine ilginçtir, genlerimizin sayısı düşündüğümüzden daha az çıktı, 120
bin genimiz olduğunu düşünüyorduk, şimdi 30 bin genimiz olduğunu
düşünüyoruz, hala kaç genimiz var tam bilmiyoruz, bu 30 bin genin yüzde
75 i trankribe olmuyor, var ama çok kullanılmıyor, yüzde 50 si tekrarlayan
dizilerden ibaret ve büyük bir kısmı fonksiyonunu bilmediğimiz bir yapıya
sahip, daha doğrusu ne işe yaradığını bilmiyoruz, bakın size bir gen dizisi
veriyorum, 3 milyon harften oluşan bir kitap düşünün, dört harften oluşan bir
alfabe ile, biz bu yazılımda genlerin nereden başlayıp bittiğini bilmiyoruz.
Research Interests:
The cultivation of biotechnologically optimized useful plants is growing rapidly worldwide. But in the European Union its development is dropping. This is the result of an actual report of the non-governmental organization... more
The cultivation of biotechnologically optimized useful plants is
growing rapidly worldwide. But in the European Union its development
is dropping. This is the result of an actual report of the non-governmental
organization "International Service for the Acquisition of Agri-Biotech
Applications" (ISAAA).1
Following its survey the area under cultivation
for trans gene plants has grown about 7% in 2009 to 134 Mill hectares.
This is nearly the area of the whole agriculture in Western Europe. More
than 14 Mill. Farmers in 25 countries used gene biotechnological
optimized seeds in 2009. For example, every second cotton fiber comes
from genetically modified organisms
Research Interests:
Son yılların en çok heyecan uyandıran bilimsel çalışması, şüphesiz insan vücudundaki bütün genlerin haritasını çıkarmayı amaçlayan The Human Genom Project (İnsan Genomu Projesi)dir. Yaklaşık bin kişiden oluşan araştırmacı ordusu (ABD,... more
Son yılların en çok heyecan uyandıran bilimsel çalışması, şüphesiz insan
vücudundaki bütün genlerin haritasını çıkarmayı amaçlayan The Human
Genom Project (İnsan Genomu Projesi)dir. Yaklaşık bin kişiden oluşan
araştırmacı ordusu (ABD, İngiliz, Fransız, Alman ve Japon bilim adamları)
görev aldılar1
. Bu çalışmalar sonunda İnsan genomunun haritası Nisan 2003
tamamlandı2
. Aslında proje için 15 yıllık bir plan yapılmıştı. Uluslararası
rekabet sebebi ile bu önemli çalışma 2003 yılında yani hedeflenenden tam
iki yıl önce tamamlandı.
Tıp alanındaki bu ilerleme her zaman olduğu gibi toplumu sağlıklı ve
uzun yaşam için oldukça umutlandırdı. İnsanın gen haritasını çözmenin en az
ateşin, tekerleğin, yazının ve paranın icadı kadar önemli olduğunu
vurgulamak gerekir3
. Gerçekten eğer bu bulgular tahmin edildiği gibi
kullanılabilirse bütün icatları geride bırakabilecek bir öneme sahip.
İnsanoğlu bu değerin hemen farkına vardı bu işin sonuçlanması için bir çok
devletin bütçesinden fazla ödenekler ayrıldı.
Research Interests:
İnsanın ve insana ait parçaların ticari olarak kullanılmasına ilişkin genel bir yasak, temelini bazen dinden bazen de ahlak kurallarından almakla birlikte bütün hukuk sistemlerinde mevcuttur. Bilhassa yaşayan bir insanın ve onun... more
İnsanın ve insana ait parçaların ticari olarak kullanılmasına ilişkin genel
bir yasak, temelini bazen dinden bazen de ahlak kurallarından almakla
birlikte bütün hukuk sistemlerinde mevcuttur. Bilhassa yaşayan bir insanın
ve onun parçalarının mülkiyete konu olamayacağı, ticari bir meta olarak
değerlendirilemeyeceği kabul edilir. Bunun nedeni, insan onurunun
korunmasıdır.
İnsanın ticarileştirilmesi denildiğinde genel olarak anlaşılan, insan ve
insan bedenine ait parçaların kazanç vesilesi yapılması, alım-satıma konu
edilmesidir. İnsan ve insan bedenine ait parçaların kazanç vesilesi yapılması,
sadece bir para karşılığı alınıp satılmasından daha geniş anlaşılmalıdır.
Bunun mutlaka doğrudan bir karşılığının olmasına da gerek yoktur; sadece
kazanç elde etmek amacıyla kullanılması da anlaşılmamalıdır. Ayrıca burada
herhangi bir şekilde ticari amaçlı kullanım da kâfidir.
Research Interests:
Kamuoyunda uzun bir süredir tartışılan genetiği değiştirilmiş ürünler, 26 Mart 2010 tarihinde yayınlanarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülen “Biyogüvenlik Kanunu” ile yeni bir tartışmanın da odağına oturmuştur. Kanun esas... more
Kamuoyunda uzun bir süredir tartışılan genetiği değiştirilmiş ürünler, 26
Mart 2010 tarihinde yayınlanarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülen
“Biyogüvenlik Kanunu” ile yeni bir tartışmanın da odağına oturmuştur.
Kanun esas itibariyle genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatını ve ülke
içerisinde işlenmesini kontrol etme amacına yönelmiş1, sorumluluk
konusunda da özel düzenlemelere yer vermiştir. Kanaatimizce sorumlulukla
ilgili hükümlerin değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Zira “Gen Teknik
Uygulamalardan Doğan Hukuki Sorumluluk” adını taşıyan eserimizi2
hazırlarken ancak, böyle bir Kanunun hazırlığı sayılabilecek adımlardan
bahsedebilmiştik. Ancak, söz konusu değerlendirmenin yapılabilmesi
bakımından bir takım teorik temellerin hatırlatılmasında yarar görülmüştür.
Research Interests:
DNA’nın bilgi taşıyan protein parçası olan gen, bir organizmaya ait olan bütün genetik bilgileri ihtiva etmektedir. Genin bu özelliğinden yararlanılarak, analiz yoluyla insanın genetik özellikleri öğrenilebilmektedir. Bu yolla öğrenilen... more
DNA’nın bilgi taşıyan protein parçası olan gen, bir organizmaya ait olan
bütün genetik bilgileri ihtiva etmektedir. Genin bu özelliğinden
yararlanılarak, analiz yoluyla insanın genetik özellikleri öğrenilebilmektedir.
Bu yolla öğrenilen bilgiler özellikle hastalıkların teşhis ve tedavisinde
kullanılabildiği gibi, ilaç araştırmalarında, önleyici tedavi hizmetlerinde,
kimlik tespitinde, suçluların belirlenmesinde, soy bağının kurulmasında da
kullanılabilmektedir.
Research Interests:
Gen analizleri, Ģahsın sadece kendisi ile ilgili değil, akrabaları ile ilgili sonuçları ihtiva etmektedir. ġahsiyet hakkı çerçevesinde bu sonuçların bilinmesi -veya istenilmediği takdirde- bilinmemesi gerekir. Her iki hâlde de Ģahsın... more
Gen analizleri, Ģahsın sadece kendisi ile ilgili değil, akrabaları ile ilgili
sonuçları ihtiva etmektedir. ġahsiyet hakkı çerçevesinde bu sonuçların
bilinmesi -veya istenilmediği takdirde- bilinmemesi gerekir. Her iki hâlde de
Ģahsın tercihine saygı duymak gerekir. Aksinin kabûlü, Ģahıs özerkliğine
aykırı olur.
Gen analizleri Ģahsiyet hakkının ihlâline yol açacak sonuçları ihtiva
etmektedir. Zira bu sonuçlara dayanarak, iĢ hukukunda, sigorta hukukunda,
eğitim alanında veya diğer alanlarda pek çok olayda ayrımcılık yasağına
aykırı uygulamalar ortaya çıkmaktadır. Sözkonusu hâller, niteliği itibariyle
Ģahsiyet hakkının ihlâlidir. Bu sebeple, bahsedilen ayrımcılığı önlemek
amacıyla gerek millî hukuk sistemlerinde ve gerekse milletlararası alanda
hukukî tanzimlere yer verilmiĢtir. Türk hukukunda da bu konuda hazırlanan
metinlerin bir an önce kabul edilmesi yerinde olur.
Research Interests:
Bilim ve teknoloji alanında meydana gelen hızlı gelişmeler, modern biyoteknolojik yöntemler kullanılmak suretiyle farklı canlı türleri ve sınıfları arasında gen aktarılmasını mümkün hale getirmiştir. Yeni gen tekniklerinin kullanılması... more
Bilim ve teknoloji alanında meydana gelen hızlı gelişmeler, modern
biyoteknolojik yöntemler kullanılmak suretiyle farklı canlı türleri ve sınıfları
arasında gen aktarılmasını mümkün hale getirmiştir. Yeni gen tekniklerinin
kullanılması yoluyla geliştirilen ürünler, piyasalarda tarım ve gıda için
üretim ve tüketime sunulmuştur. Genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların
(GDO) insan, hayvan ve bitki sağlığı ile bitkilerin olumsuz çevre şartlarına
dayanaklılığının geliştirilmesi ve ürün kalitesinin arttırılması bakımından
bazı faydalarının olduğu bilinmektedir. Gen teknolojisinin insanın, hayvanın
ve çevrenin refahına hizmet edecek şekilde kullanılması halinde bir problem
söz konusu olmayacaktır. Ancak genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların
insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitlik üzerinde önemli
derecede zarar oluşturma riski taşıdığı ve hatta bu zararların ortaya çıkması
durumunda geri dönüşün mümkün olmadığı da bilimsel çevrelerce ileri
sürülmektedir. İşte bu risklerle mücadele etmek, insanları, hayvanları ve
çevreyi gen teknolojisinin kötü/ye kullanımından korumak için ulusal ve
uluslararası çeşitli tedbirler alınmaya başlanmıştır. Bu konuda ülkemiz de
dahil, pek çok ülke tarafından kabul edilerek onaylanan Biyolojik Çeşitlilik
Sözleşmesi ve Biyogüvenlik Kartagena Protokolü, önemli bir alt yapı
oluşturmaktadır.
Research Interests:
Bu çalışmada işyerinde kullanılabilecek genetik test çeşitleri, işyerinde genetik testlerin kullanılma amacı, genetik testlerin kullanımının yasal dayanakları, genetik testlerin kullanım alanlarının sınırları ve diğer ülkelerdeki... more
Bu çalışmada işyerinde kullanılabilecek genetik test çeşitleri, işyerinde
genetik testlerin kullanılma amacı, genetik testlerin kullanımının yasal
dayanakları, genetik testlerin kullanım alanlarının sınırları ve diğer
ülkelerdeki uygulama alanları incelenecektir.
Research Interests:
DNA profilinin kimliklendirmede kullanılmaya başlanması adli bilimlerin en önemli gelişmelerinden biridir. DNA üzerinde kişiye özel kodların bulunması ve kalıtım yoluyla çocuklara aktarılması genetik incelemelerde faydalanılan temel... more
DNA profilinin kimliklendirmede kullanılmaya başlanması adli
bilimlerin en önemli gelişmelerinden biridir. DNA üzerinde kişiye özel
kodların bulunması ve kalıtım yoluyla çocuklara aktarılması genetik
incelemelerde faydalanılan temel özelliklerdir. DNA dizisinin büyük
oranı insanlar arasında aynıdır, kalan küçük bir kısmı kişiler arasında
farklanmaların görüldüğü bölgelerdir ve adli amaçlı olarak kimlik
belirlemede kullanılır.
DNA profili yada DNA parmak izi kavramı ilk defa 1985 yılında İngiliz
genetikçi Alec Jeffreys tarafından ortaya atılmıştır. Dr.Jeffreys DNA‟nın
belli bölgelerinde birbiri ardına tekrar eden diziler olduğunu ve bu dizilerin
kişiler arasında farklılık gösterdiğini bulmuştur. Kimliklendirmede
kullanabilecek yöntemler geliştiren Jeffreys ilk defa bir cinayet ve ırza
geçme vakasının aydınlatılmasında bu yöntemi kullanmıştır. Daha sonra
İngiltere ve Amerika‟da mahkemeler tarafından kabul gören DNA profili
yaygınlaşmış ve tüm dünyada suç olaylarının aydınlatılmasında kullanılmaya
başlanmıştır, gelişen teknoloji sayesinde hızlı sonuçlar elde edilmeye
başlanmış ve iz miktardaki örneklerden de başarılı şekilde DNA profili elde
edilerek adaletin doğru ve hızlı işlemesi sağlanmıştır.
Research Interests:
Konum ıslahatçı hakkıyla ilgilidir. Fikri mülkiyet hakkı içerisinde değerlendirilir. Bu hak nasıl ve nerden alınır, patent hakkından farkı var mıdır, yeni bitki çeşidi dediğimiz türler nelerdir gibi sorularla ilgili açıklamalarda... more
Konum ıslahatçı hakkıyla ilgilidir. Fikri mülkiyet hakkı içerisinde
değerlendirilir. Bu hak nasıl ve nerden alınır, patent hakkından farkı var
mıdır, yeni bitki çeşidi dediğimiz türler nelerdir gibi sorularla ilgili
açıklamalarda bulunacağım.
Yeni bitki çeşidi geliştirmenin farklı yolları var. Bunlardan biri
geleneksel yol dediğimiz melezleme ve seleksiyon dediğimiz yollardır. Her
ikisi de genetik mühendislikle bir genin bitki çeşidi içerisine enjekte
edilmesi suretiyle yeni bir bitki çeşidinin geliştirilmesi yoludur. Bu yolların
hiçbiri ıslahatçı hakkının elde edilmesi açısından bir önem arz etmemektedir.
Yani her iki yolla da bir bitki çeşidi geliştirilirse geliştiren kişinin ıslahatçı
hakkı almasına bir engel yoktur.
Research Interests:
Genetik mühendisliğindeki gelişmeler son yıllarda gerçekten baş döndürücü bir hıza ulaşmış durumdadır. Gen teknolojisi uygulamaları, hastalıkların teşhisinden tedavisine, yeni besin kaynaklarının oluşturulmasından nesli tükenmekte olan... more
Genetik mühendisliğindeki gelişmeler son yıllarda gerçekten baş
döndürücü bir hıza ulaşmış durumdadır. Gen teknolojisi uygulamaları,
hastalıkların teşhisinden tedavisine, yeni besin kaynaklarının
oluşturulmasından nesli tükenmekte olan hayvanların üretilmesine kadar
uzanan geniş bir yelpazeye hizmet veren bir potansiyele sahip olup,
günümüzde yaşamın her alanında etkisini göstermektedir. Özellikle tıp,
tarım-hayvancılık, gıda, kimya, enerji ve çevre endüstrileri, gen
teknolojisinden yoğun bir şekilde yararlanmaktadır. Ancak gen analizi
çalışmaları, beraberinde bir takım soru ve sorunların da ortaya çıkmasına yol
açmıştır. Bu çerçevede, yeni bilimsel ve teknik ilerlemelerin insanlığın
yararına olacağına ilişkin yaygın değer yargısının yerini ise, şimdilerde
insanların şüpheci yaklaşımı almaya başlamıştır1
. Mesela gen teknolojindeki
gelişmeler sonucunda insan kopyalamanın da mümkün hale gelmesi veya
istenen özelliklere sahip insan ya da insan organı sipariş etmenin önünün
açılması türünden gelişmeler, bir takım etik ve hukuki problem ve
sorgulamaları da beraberinde getirmektedir.
Research Interests:
Bir çok ekonomik, sosyal, siyasi ve hukuki sonuçların doğmasına sebep olan, 18. ve 19. yüzyılda gerçekleşen sanayi devriminden sonra, günümüzde sessiz ve sedasız bir devrim daha gerçekleşmektedir. Sanayi devriminin neticelerini... more
Bir çok ekonomik, sosyal, siyasi ve hukuki sonuçların doğmasına sebep
olan, 18. ve 19. yüzyılda gerçekleşen sanayi devriminden sonra, günümüzde
sessiz ve sedasız bir devrim daha gerçekleşmektedir. Sanayi devriminin
neticelerini lehlerine değerlendirmesini iyi bilen batılı devletler, günümüzde
katma değeri azalan ve kuru bir istihdam aracı olmaktan öteye gidemeyecek
olan bu sanayi dallarını bir kenara itmeye başlamışlardır. Bunun yerine
katma değeri yüksek ve stratejik, örneğin, gen teknolojisi, ilaç teknolojisi ve
bilişim teknolojisi gibi, ilgi alanlarını ikame etmeye başlamışlardır. Bu
değişimin ayak seslerini bir çok sanayileşmiş Avrupa ülkesinin, özellikle
Almanya’nın tekstille ilgili faaliyetlerini büyük ölçüde gelişmekte olan
ülkelere terk etmesinde görmüş idik. Günümüzde, ülkemizde bir otomobil
fabrikasının kuruluyor veya kurulacak olması da katma değeri azalan bu
alanın da yakın bir gelecekte gözden çıkarılacağı anlamına gelmektedir.
Research Interests:
Geçen zaman içerisinde bilimsel gelişmelerin baş döndürücü hale gelmesi ile hukuki güvenlik ve istikrar tehdit edilir bir noktaya gelmiştir. Bazı haklar ve talepler bakımından genel geçer ispat kurallarının belirlenmesi, bu kuralların... more
Geçen zaman içerisinde bilimsel gelişmelerin baş döndürücü hale
gelmesi ile hukuki güvenlik ve istikrar tehdit edilir bir noktaya gelmiştir.
Bazı haklar ve talepler bakımından genel geçer ispat kurallarının
belirlenmesi, bu kuralların istisnasız uygulanmasının bu hale gelmede
yaptığı katkı yadsınamaz. Kişiler bakımından gün geçtikçe olumsuzlaşan bu
durumun ortaya çıkmasında, ispat hukukuna temel teşkil eden,
değiştirilemez olarak gördüğümüz; mahkemelerce tavizsiz uygulanan (ispat
yükü kuralları vs.) kuralların olması ise, bize özeleştiri yapma anlamında bir
başka imkân sunmaktadır. Özetle söylemek gerekirse, hukuk kuralları
toplumu arkadan takip etmekte; bu aşamada hukuk kuralları özellikle ispata
yönelik belirsizliklerin ortaya çıkmasına, hak kayıplarına, kişilik haklarının
ihlal edilmesine neden olabilmektedir.
Research Interests:
Genetiği değiĢtirilmiĢ organizmalar (GDO)1 la ilgili soru ve sorunlar her geçen gün artmakta ve bu ürünlerle ilgili tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi tartıĢmalar yapılmaktadır. Gündelik hayatın her alanında görülmeye baĢlanan... more
Genetiği değiĢtirilmiĢ organizmalar (GDO)1
la ilgili soru ve sorunlar her
geçen gün artmakta ve bu ürünlerle ilgili tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye’de de ciddi tartıĢmalar yapılmaktadır. Gündelik hayatın her alanında
görülmeye baĢlanan GDO’lar, sadece insan hayatını ve sağlığını değil, aynı
zamanda hayvan, bitki ve canlı türlerini, kısacası doğayı ve ekolojik dengeyi
etkilemektedir.
Research Interests:
ÖZET Buluş, teknik alandaki bir soruna, uygulanabilir ve tekrarlanabilir nitelikte yeni bir çözüm getiren fikri bir üründür. İşçi buluşları ise mucidin, bir iş sözleşme￾si ile bağlı olarak çalışırken, işi çerçevesinde yaptığı... more
ÖZET
Buluş, teknik alandaki bir soruna, uygulanabilir ve tekrarlanabilir nitelikte
yeni bir çözüm getiren fikri bir üründür. İşçi buluşları ise mucidin, bir iş sözleşme￾si ile bağlı olarak çalışırken, işi çerçevesinde yaptığı buluşlardır. Kanun Hükmünde
Kararname hükümlerine göre işçi buluşları patent veya faydalı model belgesi ile
korunabilir nitelikte olan buluşlardır.551 sayılı KHK işçi buluşlarını hizmet buluşla￾rı ve serbest buluşları olmak üzere iki tür olarak nitelendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İşçi Buluşları, 551 Sayılı Khk, Hizmet Buluşları, Serbest
Buluşlar.
Research Interests:
Anayasalar, modern demokrasilerde devleti kuran ve kurduğu bu sistemin (rejimin) kuvvetlerini bölen, en önemlisi de kişilerin temel hak ve özgürlüklerini koruyan belgelerdir. Yasama-yürütme ve yargı olarak oluşturulan kuvvetlerin bu... more
Anayasalar, modern demokrasilerde devleti kuran ve kurduğu bu sistemin
(rejimin) kuvvetlerini bölen, en önemlisi de kişilerin temel hak ve özgürlüklerini
koruyan belgelerdir. Yasama-yürütme ve yargı olarak oluşturulan kuvvetlerin
bu şekilde ayrı olarak faaliyet göstermesinin sebebi; kuvvetin tek elde toplan￾masını engelleyerek, baskıcı ve özgürlükleri engelleyen sistemlerin meydana
gelmesini bertaraf etmektir. Teorik açıdan, son derece makul ve kabul edilebilir
olan anayasal demokrasinin karşımıza çıkardığı belli başlı iki sorun dikkat çeki￾cidir: Birincisi yasama gücünün seçilmişlerden alınıp atanmışlara verilmesi
(temsili demokrasinin açmazı), diğeri ise yargının aldığı kararlardır. Demokrasi￾lerde seçilmişler dört veya beş yıl içerisinde seçmenlerin karşısına çıkar ve al￾dıkları kararların ve yaptıkları icraatların bedelini sandıkta öderler. Oysa ki,
yargı tarafından alınan siyasal kararların hesap verilebilir bir alanı yoktur. Bir de
bu kararların, aktif ve sık bir şekilde kullanılması, “yargısal aktivizm” denilen
uygulamayı gündeme getirmiştir.
Research Interests:
Türkiye’de 12 Eylül 2010 tarihinde referanduma sunulan ve %42.12’lik ha￾yır’a karşılık %57.88’lik evet oranıyla kabul edilen 17. Anayasa değişiklik paketi, önceki yapılan değişikliklere nispeten daha köklü ve daha önemli düzenlemeler... more
Türkiye’de 12 Eylül 2010 tarihinde referanduma sunulan ve %42.12’lik ha￾yır’a karşılık %57.88’lik evet oranıyla kabul edilen 17. Anayasa değişiklik paketi,
önceki yapılan değişikliklere nispeten daha köklü ve daha önemli düzenlemeler
getirmektedir. Özellikle hukuk devleti açısından 1982 Anayasası’nın, içinde
barındırdığı birçok aykırılık unsurunun düzeltilmesi, bu değişiklik kapsamında
öngörülmektedir. Bu değişiklik paketi ile Türkiye’nin kendine özgü hukuk devle￾ti anlayış ve uygulaması, kısmen de olsa olması gereken (ideal) hukuk standart￾larına yaklaştırılmak istenmektedir.
Research Interests:
One of the most controversial issues in crafting a new constitution for Turkey will likely be the definition and conceptualization of what kind of secular state Turkey envisions for itself and what the relationship between religion and... more
One of the most controversial issues in crafting a new constitution for Turkey
will likely be the definition and conceptualization of what kind of secular state
Turkey envisions for itself and what the relationship between religion and the
state ought to be. In this paper I want to suggest that there is an important,
perhaps critical, distinction between secularity and secularism – in particular that
one concept is a fundamental component of liberal pluralism and a bastion against
religious extremism, and that the other is a misguided, even dangerous, ideology
that may degenerate into its own dystopian fundamentalism. Secularity is an
approach to religion-state relations that avoids identification of the state with any
particular religion or ideology (including secularism itself) and that endeavors to
provide a neutral framework capable of accommodating a broad range of religions
and beliefs. Secularism, in contrast, is an ideological position that is committed to
promoting a secular order. In this paper I will illustrate the difference between
these conceptualizations of the secular state with examples of cases from several
different jurisdictions focusing on the institutional relationships between religion
and the state, and the individual’s relationship with the state.
Research Interests:
Although the Rule of Law is a very popular concept, its definition is elusive. Generally, it connotes the idea of a government of laws, not of men, or that no one is above the law. If a king or dictator enjoys too much power, his “word... more
Although the Rule of Law is a very popular concept, its definition is elusive.
Generally, it connotes the idea of a government of laws, not of men, or that no
one is above the law. If a king or dictator enjoys too much power, his “word is
law,” so the law follows his whim. That is the rule of man, not the Rule of Law.
Whatever the Rule of Law is, therefore, it is not the rule of man, because it is
incompatible with placing anyone above the law.
When Southern Sudan achieved autonomy under its Comprehensive
Peace Agreement in 2005, the new chief judge of the Southern Sudan Supreme
Court hailed the end of hostilities as a new era of “Rule of Law.” He contrasted
it not with the “rule of man” but with the “rule of the gun.” In a region torn by
decades of civil war, and other lawless banditry, including the ravages of the
infamous Lord’s Resistance Army, the power was exercised at gunpoint, and
whoever held the gun made the rules. In this case, it is not the king or dictator,
but the person who is armed and threatening violence, who is above the law.
The Rule of Law therefore means that the government and its highest
leaders, as well as the armed and dangerous, are subject to the same laws as
everyone else, that they must comply with the law, and that they will be held
accountable, even punished, for violation of it. But to what degree is it
achievable in any society? And who enforces it, to ensure that it happens?
Research Interests:
Ülkemizde başlatılan yeni anayasa yapımı ya da değişikliği çalışmalarında,
Anayasada, “Devletin bölünmez bütünlüğü” ilkesine, yer verilmelidir. Anayasada
“Üniter” ve “ulus-devlet” ilkelerinin gereklerine yer verilmelidir.
Research Interests:
İÇİNDEKİLER Makaleler Prof. Dr. R. Cengiz DERDİMAN Yeni Anayasa Yapımı veya Değişikliği Çalışmalarında 1982 Türk Anayasasındaki “Devletin Bölünmez Bütünlüğü” “Üniter” ve “Ulus - Devlet” İlkelerinin Anayasal Değeri ............. 13... more
İÇİNDEKİLER
Makaleler
Prof. Dr. R. Cengiz DERDİMAN
Yeni Anayasa Yapımı veya Değişikliği Çalışmalarında 1982 Türk Anayasasındaki
“Devletin Bölünmez Bütünlüğü” “Üniter” ve “Ulus - Devlet” İlkelerinin Anayasal Değeri ............. 13
Prof. Dr. David PIMENTEL
Judicial Independence on Trial: Tensions and Compromises in Pursuit of the Rule of Law .......... 51
Prof. Dr. Brett G. SCHARRFS
Secularity or Secularism: Two Competing Visions for the Relationship Between Religion
and the State in the New Turkish Constitution .............................................................................. 65
Doç. Dr. Cengiz GÜL
Türkiye’deki 2010 Tarihli Anayasa Değişiklik Paketinin Hukuk Devleti ve Hak Arama
Özgürlüğü Açısından Getirdikleri ................................................................................................... 93
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZTÜRK
Politik Sorun Doktrini ................................................................................................................... 105
Arş. Gör. Yusuf GÜLEŞCİ
551 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname Açısından İşçi Buluşları ve İşçi Buluşları Açısından
Dikkate Alınacak İlkeler ............................................................................................................... 153
Kitap Tanıtımı
Arş. Gör. Yusuf GÜLEŞCİ
Kelepçeleme Sözleşmeleri (Yrd. Doç. Dr. Akın ÜNAL) ................................................................. 179
Akademik Etkinlikler
İnsan Haklarının Korunması ve Kurumsallaştırılması ................................................................... 183
Research Interests:
Research Interests:
İş Hukuku ve özelinde Sosyal Güvenlik Hukukunda sağlıklı bir yargıya ulaş- mak; bu hukuk dalına özgü temel ilkelerin ve yürürlükteki mevzuatın çok iyi bilinmesini, düzenlediği hukuki ilişkilerin tarafları olan işçi, işveren ve Kurumun... more
İş Hukuku ve özelinde Sosyal Güvenlik Hukukunda sağlıklı bir yargıya ulaş-
mak; bu hukuk dalına özgü temel ilkelerin ve yürürlükteki mevzuatın çok iyi
bilinmesini, düzenlediği hukuki ilişkilerin tarafları olan işçi, işveren ve Kurumun
korunmaya değer menfaatleri, iş hayatının gerekleri ve Kurumun aktüeryal
dengesinin çok hassas bir terazide dengelenmesini gerektirir.
Yürürlükteki mevzuat ile açıkça düzenlenmemiş bir hususta yapılacak yo￾rumun, kişilerin sosyal güvenlik haklarını ortadan kaldırması sonucunu doğur￾duğu hallerde, bu yorumun yukarıda ifade edilen temel ilkeler ve mevzuata
uygun olup olmadığına ve taraflar arasındaki dengenin gözetilip gözetilmediği￾ne daima eleştirel bir gözle bakılması gerektiği inancındayım.
Research Interests:
1 Temmuz 2012 Tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Borçlar Kanunu'nda1 Evde Hizmet Sözleşmesi başlığı altında evde çalışma düzenlenmiş ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün tanımına benzer bir tanım yapılmıştır. Evde çalışma; bir işve￾ren... more
1 Temmuz 2012 Tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Borçlar Kanunu'nda1
Evde Hizmet Sözleşmesi başlığı altında evde çalışma düzenlenmiş ve Uluslararası
Çalışma Örgütü'nün tanımına benzer bir tanım yapılmıştır. Evde çalışma; bir işve￾ren veya aracı için işçinin kendi evinde, işveren veya arıcının denetimi olmaksızın,
bir sözleşme gereğince bir malın üretilmesi veya malın sağlanmasıdır. Yeni Türk
Borçlar Kanunu'ndaki düzenleme haricinde evde çalışmaya ilişkin 4857 Sayılı İş
Kanunu'nda2
evde çalışmaya ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Çalışmamızda
Kanunumuza yeni girmiş olan bu kurum inceleme konusu yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Evde Çalışma, Evde Hizmet Sözleşmesi, Türk Borçlar
Kanunu.
Research Interests:
Roma ve diğer çağdaşı toplumlarda halk, meslekî olarak farklı sınıflara ay￾rılmaktaydı. Askerler ayrı bir statü olarak kabul edildikleri en eski dönemlerden itibaren gerek sosyal hayatta gerekse hukukî anlamda toplumdaki diğer... more
Roma ve diğer çağdaşı toplumlarda halk, meslekî olarak farklı sınıflara ay￾rılmaktaydı. Askerler ayrı bir statü olarak kabul edildikleri en eski dönemlerden
itibaren gerek sosyal hayatta gerekse hukukî anlamda toplumdaki diğer sınıf￾lardan farklı kurallara tabi olagelmişlerdir. Bu farklılıklar bazen sivil vatandaşlar
karşısında ayrıcalıklar bazen de onlara göre bazı kısıtlamalar biçiminde karşımı-
za çıkmaktadır.
Çalışmada, öncelikle Principatus Döneminde (M.Ö.27-M.S.235–284)
Augustus’un iktidara geçmesiyle başlayan bu dönemde Roma İmparatorluğun￾da o zamana kadar sadece savaş zamanı toplumun belirli kesimlerden toplanan
milis ordusu olarak adlandırılabilecek bir ordudan sürekli silah altında bulunan
düzenli orduya geçilmesi ve askerliğin de bir tür meslek olarak kabul edilmesi
ele alınmıştır. Sırasıyla Roma ordusunun askerler, subaylar, lejyonerler (legio),
destek birlikleri (auxilia), imparatorluk muhafızları ve donanmadan oluşan ya￾pısı ele alınmıştır. Askerlik hizmetinden yasaklılar ve muaflar ile askerliğe girişin
sosyal statüde meydana getirdiği değişiklikler, askerlere özgü suçlar olan firar,
düşmana kaçmak, emre itaatsizlik, vatana ihanet, teçhizatın satılması vd. ile
bunların cezaları ele alındıktan sonra maaş ve ganimete ilişkin açıklamalar ya￾pılmıştır.
Research Interests:
Article 301 of the Turkish Penal Code (TPC) is a very controversial article both in Turkey and in the international arena. It has been criticized on the grounds that it restricts and even does away with freedom of expression. The first... more
Article 301 of the Turkish Penal Code (TPC) is a very controversial article both
in Turkey and in the international arena. It has been criticized on the grounds that
it restricts and even does away with freedom of expression. The first version of
Article 301 of the TPC No. 5237 maintained the general characteristics of the last
version of Article 159. However, while on the one hand some people continually
expressed their demands for the complete abolishment of this article, on the other
hand some expressed the opinion that the article should be made more concrete.
As a result of these efforts, the article was revised with a law dated 30 April 2008.
Although the number of sentenced cases has decreased since the last amend￾ment, discussions about and criticism of the article have not ended. This study
analyzes the last version of the article and tries to clearly delimit this type of crime,
particularly because it restricts the freedom of expression.
Research Interests:
Hukuk Devleti ve modern demokrasi arasında gerek yasa yapımı ve gerek￾se anayasa yapımı süreci bakımından olumlu ve yakın bir ilişki vardır. Bununla birlikte, demokrasi pozitif iktidarın, hukuk devleti ise negatif iktidarın bir... more
Hukuk Devleti ve modern demokrasi arasında gerek yasa yapımı ve gerek￾se anayasa yapımı süreci bakımından olumlu ve yakın bir ilişki vardır. Bununla
birlikte, demokrasi pozitif iktidarın, hukuk devleti ise negatif iktidarın bir yan￾sımasıdır. Bu durum aynı zamanda birtakım çelişmeleri de beraberinde getir￾mektedir. Bunun çözümü ise günümüzde bir anayasal yönetimin inşası ile
mümkün olabilmiştir.
Research Interests:
Rule of Law has become every country’s ambition; developed countries are promoting it, multinational corporations want it, and aid organizations are trying to build it. I’ve never heard a country say (at least in modern times; the... more
Rule of Law has become every country’s ambition; developed countries are
promoting it, multinational corporations want it, and aid organizations are trying
to build it. I’ve never heard a country say (at least in modern times; the cultural
revolution may be the exception), “We reject the rule of law,” although by their
actions some countries have done so. My goal is to provide some additional
perspective on the Rule of Law for discussion and deliberations here. I will start
with some of the major obstacles, and then make a few comments regarding my
impressions about Turkey and the Rule of Law as compared to other countries.
There are three major obstacles that I will discuss briefly today: Defining the rule
of law, developing rule of law culture, and legal structure to support rule of law.
Let me start with the definitional problem.
Research Interests:
Terbiye hakkı, niteliği ve hakkın kullanımının sonuçları itibariyle hem kamu hu￾kukunu hem de özel hukuku ilgilendiren bir içeriğe sahiptir. Ceza Hukuku açısından hukuka uygunluk sebeplerinden olan hakkın kullanılması ile terbiye hakkı... more
Terbiye hakkı, niteliği ve hakkın kullanımının sonuçları itibariyle hem kamu hu￾kukunu hem de özel hukuku ilgilendiren bir içeriğe sahiptir. Ceza Hukuku açısından
hukuka uygunluk sebeplerinden olan hakkın kullanılması ile terbiye hakkı ilişkisi,
terbiye hakkının kim tarafından kime karşı hangi usuller dairesinde kullanılabileceği,
bu şartlara uyulmaması halinde hangi suçların ortaya çıkacağı önem arz etmektedir.
Bunun yanında Medeni Hukuk kapsamında velayet ve vesayet kurumlarının
içeriği, anne-baba ve çocuk arasındaki ilişkilerde geçerli olacak hukuki rejim, an￾ne ve babanın çocuğun gelişimini ve yönetimini sağlarken dikkat etmesi gereken
ilkeler, vasinin görev ve yetkileri de terbiye hakkı kapsamında incelenmelidir.
Yine bu kapsamda, Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 4721 sayılı Türk
Medeni Kanununun terbiye hakkına bakış açısını kıyas etmek gerekmektedir.
Research Interests:
İnternet kullanımı, sözleşmelerin kuruluşunda giderek yaygınlaşmaktadır. Bu çalışmada internetin söz konusu konumu karşısında öncelikle alana ilişkin kavramlar açıklanmıştır. Akabinde internet üzerinden sözleşmelerin kurulma￾sında... more
İnternet kullanımı, sözleşmelerin kuruluşunda giderek yaygınlaşmaktadır.
Bu çalışmada internetin söz konusu konumu karşısında öncelikle alana ilişkin
kavramlar açıklanmıştır. Akabinde internet üzerinden sözleşmelerin kurulma￾sında istifade edilen araç ve usuller incelenmiştir. Son olarak sözleşmenin ku￾rulduğu ve hüküm doğurduğu âna yönelik açıklamalara yer verilmiştir
Research Interests:
Bu çalışmamızda, I. Meşrutiyet döneminde Osmanlı Devleti’nin hükümet sistemi incelenmektedir. Çalışmanın amacı, Türk tarihinde modern anlamda demokratik bir hükümet sisteminin başlangıcı olan I. Meşrutiyet dönemindeki hükümet sistemini... more
Bu çalışmamızda, I. Meşrutiyet döneminde Osmanlı Devleti’nin hükümet
sistemi incelenmektedir. Çalışmanın amacı, Türk tarihinde modern anlamda
demokratik bir hükümet sisteminin başlangıcı olan I. Meşrutiyet dönemindeki
hükümet sistemini tespit edebilmektir. Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti Devle￾ti’nin hükümet sistemi bugüne kadar birçok değişikliğe uğramıştır. Bu değişik￾liklerin başlangıcı ise Osmanlı Devleti’nde batılılaşma sürecine dayanmaktadır.
Klasik dönemde mutlak monarşiyle yönetilen Osmanlı Devleti, I. Meşrutiyet’le
birlikte meşruti monarşiye adım atmış ve böylece günümüzün demokratik yapı-
sının zeminini oluşturmuştur. Monarşinin uygulandığı dönemde, padişahın
yetkileri diğer monarşik krallıklardaki gibi sınırsız ve keyfi iktidara dayanmamış,
padişaha İslam hukukuyla sınırlı bir yasama, yürütme ve yargı yetkisi verilmiştir.
Gerileme ve Tanzimat dönemlerinde ise bu yönetim tarzına karşı isyan, muha￾lefet ve yenilikçi hareketler baş göstermiştir. Böylece, 1808 tarihli “Sened-i
İttifak”, 1839 tarihli “Tanzimat Fermanı” ve 1856 tarihli “Islahat Fermanı”yla
birlikte padişahın yetkileri azaltılmıştır. Son olarak 1876 tarihinde Kanun-i Esasi
ilan edilmiştir. Bu yasayla, yasama ve yürütme fonksiyonları bakımından padi-
şahın yetkileri anlamlı bir şekilde sınırlandırılmış olmasa da yargı fonksiyonu
padişahın egemenliğinden çıkmış, bağımsız mahkemelere verilmiştir. Diğer
yandan Osmanlı tebaasına birçok hak ve hürriyetler tanınmıştır. Özetle, meşruti
monarşi tam anlamıyla kurulamamış olsa da artık mutlak monarşiden çıkılmış-
tır.
Research Interests:
Hukuk tarihinde ve çağdaş hukuk sistemlerinde bir hakkın kazanılmasının çeşitli yolları olagelmiştir. Bir hakkın bir başkası ile kurulan bir hukukî işlemden değil bizzat hakkı kazanacak kişinin şahsında doğması ‘aslen kazanma’ olarak... more
Hukuk tarihinde ve çağdaş hukuk sistemlerinde bir hakkın kazanılmasının
çeşitli yolları olagelmiştir. Bir hakkın bir başkası ile kurulan bir hukukî işlemden
değil bizzat hakkı kazanacak kişinin şahsında doğması ‘aslen kazanma’ olarak
nitelendirilirken hakkın hukuken kişi olan ve bu hakka sahip başkasından deği-
şik hukukî gerekçelerle ve hukukî işlemlerle kazanılmasına ise ‘devren kazanma’
denilmektedir. Bu çalışmada hakların devren kazanılması bağlamında özel ola￾rak ‘Mülkiyet Hakkı’nın Roma Hukuku’nda devren kazanılmasının yolları ele
alınacaktır.
Research Interests:
İnsana özgü olan ve değişik ayrımlara tabi tutulduğu görülen temel haklar kavramı, kişisel, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel haklar şeklinde bir tasnife tabi tutulmaktadır. 1982 Anayasası, bu tasnife benzer bir şekilde temel... more
İnsana özgü olan ve değişik ayrımlara tabi tutulduğu görülen temel haklar
kavramı, kişisel, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel haklar şeklinde bir tasnife
tabi tutulmaktadır. 1982 Anayasası, bu tasnife benzer bir şekilde temel hakları,
kişi hakları, sosyal ve ekonomik haklar ve siyasal haklar ayrımı içerisinde ele
almış; çalışma hakkına da sosyal ve ekonomik haklar bölümünde yer vermiştir.
Kamu hukukundan doğan kamu haklarından olan ve isteme niteliğindeki pozitif
statü haklarından sayılan çalışma hakkı, bireylere devletten olumlu bir davra￾nış, bir hizmet, bir yardım isteme imkanı tanır. Bu haklar devlete de sosyal
alanda bir takım ödevler yükler.
Research Interests:
Avrupa kıtasının doğusunda yer alan Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti, Avrupa Birliği perspektifi olan iki bağımsız ve egemen devlettir. Coğrafi yakınlıkla birlikte tarihi ve kültürel benzerlikler işbirliğinin en önemli sac... more
Avrupa kıtasının doğusunda yer alan Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova
Cumhuriyeti, Avrupa Birliği perspektifi olan iki bağımsız ve egemen devlettir.
Coğrafi yakınlıkla birlikte tarihi ve kültürel benzerlikler işbirliğinin en önemli sac
ayaklarıdır.
İki ülke arasındaki diyalog ve işbirliği 16 Aralık 1991 yılında Türkiye Cumhu￾riyetinin Moldova Cumhuriyetini bağımsız bir devlet olarak tanımasıyla başla￾mıştır. Kısa bir süre sonra 3 Şubat 1992 tarihinde ise diplomatik ilişkiler kurul￾muştur. Diplomatik ilişkilerin kurulması, coğrafi yakınlık, tarihi ve kültürel ben￾zerlikler, iki ülke ilişkilerinin artarak devam etmesini sağlamış ve her alanda
anlaşmalar imzalanmış, bunun sonucunda ise derin dostluk ve işbirliği oluşmuş-
tur.
İki devlet arasında 3 Haziran 1994 tarihinde Kişinevde imzalanan “Dostluk
ve İşbirliği Anlaşması” daha sonraki ilişkilerin temeli ve yol haritası niteliğinde￾dir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Moldova Cum￾huriyeti Cumhurbaşkanı Mircea Sinegur arasında imzalanan “Dostluk ve İşbirliği
Anlaşması” iki devlet arasındaki ilişkilerin ivme kazanarak artmasını sağlamış ve
ekonomi, ticaret, eğitim, kültür, turizm, adalet, güvenlik (askeri ve polisiye),
sağlık, gümrük, veterinerlik, taşımacılık (hava taşımacılığı, karayolu taşımacılı-
ğı), çevrecilik, bilim ve teknoloji, bitki koruma, savunma gibi alanlarda işbirliği
ve anlaşmalara öncülük etmiştir.
Research Interests:
Faktoring kavramı hem hukuk, hem de iktisat bilimi doktrininde tartışmalı- dır. Bu sebeple değişik ülke mevzuatlarında ve doktrinlerinde “faktoring” kav￾ramı farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Kaydedilen farklılığın sebebi olarak... more
Faktoring kavramı hem hukuk, hem de iktisat bilimi doktrininde tartışmalı-
dır. Bu sebeple değişik ülke mevzuatlarında ve doktrinlerinde “faktoring” kav￾ramı farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Kaydedilen farklılığın sebebi olarak
faktöring kavramının farklı kavramlara ilişkin unsurları kendi bünyesinde taşı-
masıdır. Faktöringin özelliklerinin tespiti için ilgili unsurlarının tespiti önem arz
etmektedir. Konunun bu şekilde incelenmesi hem faktöringin hukuki niteliğinin
tespiti, hem de bu kavramının bünyesindeki farklı kavramlara ait unsurların
anlamlarının tespiti açısından önem arz etmektedir. Bu sebeple makalede fak￾töringin hukuki niteliğinin bahsedilen kavramların özelliklerinin tespiti yoluyla
incelenmeğe çalışılmıştır.
Research Interests:
Yaşlılık sigortası uzun vadeli sigorta kollarının en önemlisidir. Sigortalı çalı- şanın belirli bir yaşı tamamlaması sonucu çalışma gücünde azalma olur ve gelir kaybına uğrar. Bu gelir kaybını gidermek amacıyla sosyal güvenlik... more
Yaşlılık sigortası uzun vadeli sigorta kollarının en önemlisidir. Sigortalı çalı-
şanın belirli bir yaşı tamamlaması sonucu çalışma gücünde azalma olur ve gelir
kaybına uğrar. Bu gelir kaybını gidermek amacıyla sosyal güvenlik hukukumuz￾da yaşlılık sigortası düzenlemesine yer verilmiştir. Sigortalı çalışana yaşlılık si￾gortasından sağlanan yardımlara 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu’nda yer verilmiştir.
Bu çalışmamızda 5510 sayılı Kanun’daki yaşlılık aylığına hak kazanma ko-
şulları ve yaşlılık aylığı koşullarını etkilemeyen nedenler üzerinde durulacak ve
yaşlılık aylığı hakkında 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce ve yürürlüğe
girdikten sonraki dönemler ayrı ayrı incelenecektir.
Research Interests:
Bu makalede Azerbaycan Mülki Mecellesinde yer alan temerrüt faizi ile il￾gili düzenlemeler incelenmekte ve çözüm önerileri sunulmaktadır. Konuyla ilgili olarak Azerbaycan Anayasa Mahkemesinin kararının da değerlendirilmesi... more
Bu makalede Azerbaycan Mülki Mecellesinde yer alan temerrüt faizi ile il￾gili düzenlemeler incelenmekte ve çözüm önerileri sunulmaktadır. Konuyla ilgili
olarak Azerbaycan Anayasa Mahkemesinin kararının da değerlendirilmesi ya￾pılmaktadır. Ayrıca Azerbaycan Hukuku ile ilgili olarak değerlendirmeler yapılır￾ken Türk Hukukundaki ilgili konularla bağlı doktrindeki görüşlerden de karşılaş-
tırılmalı olarak değinilmektedir.
Research Interests:
Azerbaycan hukukunda fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması Azer￾baycan Cumhuriyetinin katılmış olduğu uluslararası anlaşmalar ile temin edildi- ği gibi, milli mevzuatta yapılan düzenlemeler ile de temin edilmektedir. Zira,... more
Azerbaycan hukukunda fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması Azer￾baycan Cumhuriyetinin katılmış olduğu uluslararası anlaşmalar ile temin edildi-
ği gibi, milli mevzuatta yapılan düzenlemeler ile de temin edilmektedir. Zira,
bağımsızlığını ilan ettikten sonra Azerbaycan serbest piyasa ekonomisini be￾nimseyen hukuk devleti olduğunu tüm dünyaya duyurduğu gibi özellikle 1995
yılından sonra fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması meselesini bir “hu￾kuk politikası” haline getirmiştir. Bu tarihten sonra fikri ve sınai mülkiyet hakla￾rıyla ilgili olarak milli mevzuat kabul edilmeğe başlanıldığı gibi, birçok devletle
ikili anlaşma yaparak ve bu alandaki çok taraflı uluslararası anlaşmaların büyük
ekseriyetine de katılarak bu politikada ısrarlı olduğunu tüm dünyaya göstermiş-
tir. Hemen belirtmemiz gerekir ki, A.C Anayasası`nın 151. maddesine göre,
“Azerbaycan’ın katıldığı uluslararası anlaşmaların Anayasa ve referandum yo￾luyla kabul edilen kanunlar istisna olmakla diğer kanunlardan üstün olduğunu,
başka bir ifade ile Azerbaycan’ın katıldığı uluslararası sözleşme hükümleri ile
milli kanun hükümleri farklı olduğu halde uluslararası sözleşme hükümlerini
uygulanacağını kabul etmiştir”.
Research Interests:
Enerji bir nesne olarak hukuk ilminin konusu dışında bulunsa da “enerji gü- venliği” ve “enerji kaynakları” kavramlarının tanımlanması hukuki ve siyasi açı- dan önem arz etmiştir. Enerji güvenliği kavramı ile ilgili yapılmış en isabetli... more
Enerji bir nesne olarak hukuk ilminin konusu dışında bulunsa da “enerji gü-
venliği” ve “enerji kaynakları” kavramlarının tanımlanması hukuki ve siyasi açı-
dan önem arz etmiştir. Enerji güvenliği kavramı ile ilgili yapılmış en isabetli
tanımın T. Valde`ye ait olduğu söylenebilir. Yazara göre, enerji güvenliği, sade￾ce petrol teminatı değildir, o hem de gaz, kömür, uran ve elektrik enerjisi temi￾natı da demektir. Bunun için enerji güvenliği, kaynakların değişimini de ihtiva
eden sistemden ibaret olmakla hukuki esasa malik olmalıdır.
Uluslararası hukukta ve milli hukukta enerji kaynakları kavramı tespit edi￾lirken bazen “doğal kaynaklar”, bazen “faydalı kaynaklar”, bazen ise direkt
“enerji kaynakları” kavramlarının kullanıldığı gözlemlenmektedir. Zira, uluslara￾rası hukukta bazen “enerji kaynakları” “doğal kaynaklarla” aynı olduğu kabul
edilmektedir.
Enerji kaynaklarıyla ilgili kaydedilen tasnif Hazar havzası için de uygun bir
tasnifdir. Halihazırda hızlı bir şekilde enerji kaynakları üreten ve ekoloji bakım￾dan özel usulde uluslararası hukuki korunma ihtiyacı duyan bölgelerden biri de
Hazar havzasıdır. Hazar havzasında sadece Azerbaycan`a ait kısımda 28`den çok
petrol-gaz yatağı açılmış, arama ve üretim aşamasında bulunmaktadır. Bununla
birlikte kaynakların kesin miktarı verilmemektedir. Her bir devlet kendi strateji￾si açısından artırılmış kaynaklarla yabancı sermayeyi çekmeye çalışmaktadır.
Research Interests:
Mevcut teknoloji sürekli değişip geliştikçe, işverenler buna ayak uydura￾bilmek için alternatif yollar aramakta, sürekli gelişen teknolojiyi yakalayabilmek için makine ve teçhizatta kiralama yolunu alternatif olarak görebilmekte, bu... more
Mevcut teknoloji sürekli değişip geliştikçe, işverenler buna ayak uydura￾bilmek için alternatif yollar aramakta, sürekli gelişen teknolojiyi yakalayabilmek
için makine ve teçhizatta kiralama yolunu alternatif olarak görebilmekte, bu
esneklik yöntemleriyle üretim proseslerini güncel tutmaya çalışmaktadırlar.
Bunun gibi işgücü açısından da yeni istihdam türlerinin ve esneklik politikaları-
nın üretilmesine ihtiyaç duyulabilmektedir1
. Kısmi süreli çalışma, çağrı üzerine
çalışma, denkleştirme süreleri ve geçici iş ilişkisi gibi esnek çalışma biçimleri bu
ihtiyacın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır
2
.
Bunlardan geçici iş ilişkisi (geçici istihdam), genellikle arızi durumlarda, orta￾ya çıkan işgücü ihtiyacının giderilmesini amaçlayan esnek bir çalışma modelidir.
Bilindiği üzere, işverenin, işçisinin işgörme edimini, işçinin rızasını almak koşuluy￾la, belirli veya geçici bir süreyle, bir başka işverene devrettiği bu esnek istihdam
modeli, meslek edinilmemiş (amatör) geçici iş ilişkisi ve meslek edinilmiş (profes￾yonel) geçici iş ilişkisi olmak üzere iki farklı şekilde kurulabilmektedir. Eğer devre￾den işveren geçici iş ilişkisi kurma işini mesleki faaliyet olarak yürütmekte ise
buna meslek edinilmiş (profesyonel) geçici iş ilişkisi adı verilmekte ve bu ilişkinin
özel istihdam büroları vasıtasıyla kurulması amaçlanmaktadır.
Research Interests:
Makaleler Prof. Dr. Murat ŞEN Özel İstihdam Büroları Aracılığıyla Kurulan (Meslek Edinilmiş) Geçici İş İlişkisi ............................. 13 Prof. Dr. Emir ALİYEV - Seymur TALIBOV Enerji Güvenliği, Enerji Kaynakları Kavramları... more
Makaleler
Prof. Dr. Murat ŞEN
Özel İstihdam Büroları Aracılığıyla Kurulan (Meslek Edinilmiş) Geçici İş İlişkisi ............................. 13
Prof. Dr. Emir ALİYEV - Seymur TALIBOV
Enerji Güvenliği, Enerji Kaynakları Kavramları Açısından Hazar Havzasındaki Hukuki Durum ....... 25
Doç. Dr. Mübariz YOLÇİYEV
Azerbaycan Hukukunda Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının Korunması .......................................... 39
Yrd. Doç. Dr. İsmayıl İSMAYILLI
Azerbaycan Mülki Mecellesinde Temerrüt Faizi ile İlgili Düzenlemelerin
(AMM m. 445.7 ve 449) Değerlendirilmesi .................................................................................... 71
Arş. Gör. Derya Başak MEDENİ
Yaşlılık Aylığının Koşulları ............................................................................................................... 85
Deyanet TAĞIYEV
Azerbaycan Hukukunda Faktöringin Hukuki Niteliği .................................................................... 119
Turgay ŞEN
The Legal Bases of the Colaboration of the Republic of Turkey and the Republic of
Moldova Introduction .................................................................................................................. 143
Kitap Tanıtımı
Res. Assist. Yusuf GÜLEŞCİ
Toplu İş Sözleşmesinin Geriye Etkisi (Yrd. Doç. Dr. Ercüment ÖZKARACA) .................................. 161
Res. Assist. Yusuf GÜLEŞCİ
Kira Hukuku (Doç. Dr. M. Murat İNCEOĞLU) ............................................................................... 163
Akademik Etkinlikler
Türk İslam Coğrafyasında İnsan Hakları İhlalleri .......................................................................... 167
Karşılaştırmalı Anayasa Hukukunda Din ve Vicdan Özgürlüğü ..................................................... 169
Avukatlık Kanun Taslağı ............................................................................................................... 170
Sözleşme Hukukunun Temel Problemleri .................................................................................... 171
Research Interests:
Research Interests:
Ekonomik ve teknolojik gelişmeler çalışanların sağlığına yönelik tehlikeleri de artırmaktadır. Çalışanların sağlığına yönelik bu tehlikeler, iş kazaları ve mes￾lek hastalıkları olarak karşımıza çıkmaktadır. İş kazası ve meslek hastalığı... more
Ekonomik ve teknolojik gelişmeler çalışanların sağlığına yönelik tehlikeleri
de artırmaktadır. Çalışanların sağlığına yönelik bu tehlikeler, iş kazaları ve mes￾lek hastalıkları olarak karşımıza çıkmaktadır. İş kazası ve meslek hastalığı riskle￾ri, Türkiye’de de uzun yıllardır önemli bir sosyal problem olarak varlığını koru￾maktadır. Bu risklerle ilişkin sosyal koruma iki aşamada sağlanmaktadır. Birinci￾si risk meydana gelmeden riskin önlenmesi için iş sağlığı ve güvenliği sisteminin
kurulması ve uygulanmasıdır. İkincisi ise risk meydana geldikten sonra çalışanın
ve hak sahiplerinin gelir azalışı ve gider artışını karşılayan sosyal güvenlik yar￾dımlarıdır. Sağlanacak yardımlar açısından, iş kazası ve meslek hastalığı kav￾ramlarının kapsamının belirlenmesi ve sınırlarının çizilmesi önem arz edecektir.
Research Interests:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte, davacıların mağduriyetini önlemek amacıyla hukukumuzda yeni bir dava türü olarak “belirsiz alacak davası” düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 107.maddeye... more
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte,
davacıların mağduriyetini önlemek amacıyla hukukumuzda yeni bir dava türü
olarak “belirsiz alacak davası” düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu
107.maddeye göre, “belirsiz alacak ve tespit davası” başlığı altında “davanın
açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleye￾bilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde,
alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle be￾lirsiz alacak davası açabilir.” hükmü talep sonucunun belirli olmadığı hallerde
uygulanabilecektir. Çalışmamızda işçi alacakları ve tazminatları için belirsiz ala￾cak davasının açılabilip açılamayacağı konusunu tartışacağız. Ayrıca işçi alacak￾ları bakımından kısmi davaya da değineceğiz. Kısmi davaya karşı ileri sürülebile￾cek ıslah zamanaşımı itirazı üzerinde durulup, bu dava ve belirsiz alacak davası
yönünden ıslaha karşı zamanaşımı itirazlarının geçerli olup olmadığı da yine
çalışmamızda incelenecektir.
Research Interests:
Komünist Parti iktidarlığı altındaki Çin Halk Cumhuriyeti’nde insan hakları konusu çoğunlukla eleştirilmektedir. Din ve vicdan özgürlüğü temel hakkı da eleştirilen insan haklarının başında gelmektedir. Özellikle Doğu Türkistan, Tibet... more
Komünist Parti iktidarlığı altındaki Çin Halk Cumhuriyeti’nde insan hakları
konusu çoğunlukla eleştirilmektedir. Din ve vicdan özgürlüğü temel hakkı da
eleştirilen insan haklarının başında gelmektedir. Özellikle Doğu Türkistan, Tibet
gibi otonom bölgelerde din ve vicdan özgürlüğü alanında hak ihlalleri yaşan￾maktadır.
1949’dan beri “Xin Jiang” resmi adıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nin beş oto￾nom bölgesinden biri olarak varlığını devam ettiren Doğu Türkistan’da devletin
din ve vicdan özgürlüğü üzerindeki politikası, ülkenin diğer bölgelerindeki poli￾tikalarına nazaran daha katı ve sınırlandırıcıdır. Bunun sebebi bölgede İslam
dininin Uygurlar açısından hem bir inanç hem de Uygur etnik milliyetini diğerle￾rinden ayıran kültürel bir unsur görevi görmesinden kaynaklanmaktadır. Bu
doğrultuda Doğu Türkistan’da din ve vicdan özgürlüğü konusunun değişik boyutları bulunmakta ve bu boyutlar bölgede din ve vicdan özgürlüğü üzerinde
ağır bir baskı kurulması suretiyle bu hakkın ihlal edilmesine yol açmaktadır.
Research Interests:
Ticaret şirketlerinin ehliyetini işletme konusu ile sınırlandıran ilke olan ultra vires, eski 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu tarafından benimsenmiş bulunsa da, kanun koyucu, bu ilkeyi üçüncü kişilerin korunması, işlem ve pazar... more
Ticaret şirketlerinin ehliyetini işletme konusu ile sınırlandıran ilke olan
ultra vires, eski 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu tarafından benimsenmiş
bulunsa da, kanun koyucu, bu ilkeyi üçüncü kişilerin korunması, işlem ve pazar
güvenliğinin sağlanması amacıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa taşımak
istememiştir. Ancak bu yönde yapılan düzenlemeler yetersiz kalmış, ilkenin
uygulama kabiliyetini tam olarak ortadan kaldırmamıştır.
Makalede, ultra vires ilkesinin kaldırılması için yapılan düzenlemeler ve bu
yönde ortaya çıkan sorunların kaynakları araştırılmıştır.
Research Interests:
Today Israel-Palestine conflict is approximately a century-old problem. Two states alongside, co-existing peacefully is thought to be the only solution for the Israeli-Palestinian problem. This formula is usually repeated but the... more
Today Israel-Palestine conflict is approximately a century-old problem.
Two states alongside, co-existing peacefully is thought to be the only solution
for the Israeli-Palestinian problem. This formula is usually repeated but the
meaning varies according to almost anything. Some assume that Palestine is
already a state, others assume that Palestine is not yet one. A third group of
people, on the other hand, Palestine should become a state, noting that it does
not meet the statehood criteria. It is true that it seems to be getting more and
more difficult to draw up an objective, a well-balanced and a fair picture of this
issue. This shows much of the political bickering about Palestinian statehood.
Therefore, this essay will critically examine whether or not, or to what extent
Palestine is a state.
Research Interests:
Günümüzde sigortanın önemi tartışma götürmemektedir. Duyulan yeni ve farklı ihtiyaçların varlığı sektörü canlandırmakta, yeni riskler ve bunlara karşı yeni sigorta türlerinin ortaya çıkmasına imkan vermektedir. Nitekim bu alanlar￾dan... more
Günümüzde sigortanın önemi tartışma götürmemektedir. Duyulan yeni ve
farklı ihtiyaçların varlığı sektörü canlandırmakta, yeni riskler ve bunlara karşı
yeni sigorta türlerinin ortaya çıkmasına imkan vermektedir. Nitekim bu alanlar￾dan biri de Arabuluculuk adı verilen alternatif uyuşmazlık çözüm yoludur. Dün￾yada yaygın olan bu sistem ülkemizde 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında
Arabuluculuk Kanunu ile uygulanmaya başlamıştır. Arabuluculuğun meslek
olarak ortaya çıkması, diğer meslek alanlarında olduğu gibi (hekim, avukat,
mimar vs.) sorumluluk sigortasının da bu tür için uygulanması fikrini doğurmuş-
tur. Çalışmada mesleki bağlamda sorumluluk sigortasının arabuluculuk için
uygulanması mukayeseli hukuk nazara alınarak açıklanmaya çalışılacaktır.
Research Interests:
Bu çalışma güç ve hukuk bir ilişkiye girdiğinde adalet perspektifi açısından hukukun başına neler gelebileceğinin yansımalarını çözünürlüğe kavuşturma çabası içindir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, soğuk savaş döneminde yapı- lan... more
Bu çalışma güç ve hukuk bir ilişkiye girdiğinde adalet perspektifi açısından
hukukun başına neler gelebileceğinin yansımalarını çözünürlüğe kavuşturma
çabası içindir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, soğuk savaş döneminde yapı-
lan uluslararası hukuk çalışmaları çok daha verimli, ilerici, insancıl ve demokra￾tikti. Uluslararası hukuk aşınmışsa ihlal edilmiştir, ihlal edilmişse bütünüyle ihlal
edilmiştir ve gelişmeye yönelik hevesi de kırılmıştır. Antonio Cassese Devletler
Hukuku kitabında ABD’nin 11 Eylül sebebiyle gösterdiği reaksiyonları su cümle￾lerle değerlendirmiştir: "11 Eylül’de yaşanan korkunç trajediye bir karşılık ver￾mek gerekirse bu makul tedbirler ölçüsünde olmalıdır, bu tedbirler mümkün
olabilecek en müşterek temelde olmalıdır, uluslararası cemiyetin genelinin
kabul ettiği prensiplerle çatışmamalıdır. Aksi takdirde uluslararası cemiyetin
teröristlerce takip edildiği anarşik bir yolun kapılarının açılmasına sebebiyet
verilebilir".
1
Jack Donnely terörizm konusunda kuvvet kullanma yaklaşımını "iyi ya da
kötü olsun, anti-terörizm insancıl müdahale kapsamında ele alınmamalıdır,
çünkü yıllar içinde dünyada kötülükler çok değişik formlarda ortaya çıkıyor ve
biz bunları önlemek için yıllarca birçok yasal düzenlemeler ve politikalar ürettik.
Ulusal ve uluslararası insan hakları için sonuçları büyük bir ihtimalle olumsuz
olacaktır. Genel olarak bu olaylar ne kadar korkunç olsa da uluslararası ilgilerini
daha önemli konulardan bu konuya çekmek daha kötü sonuçlar doğuracaktır.
Bu bizi yaşadığımız çağdaş dünyada soykırım, yoksulluk, açlık, sistematik kötü
politikalar, insan hakları ihlallerinden uzaklaştıran başka trajedilere yol açacak￾tır."
2 şeklinde ifade etmiştir.
Research Interests:
Kredi kartı sözleşmesinin, global anlamda ekonomik sistem ve özel olarak kartı çıkaran banka yararına hizmet etmesi tabiidir. Kart hamili bakımından avantaj ve dezavantajların kıyaslanması, hem hukuk ilmini, hem de ekonomi ve sosyoloji... more
Kredi kartı sözleşmesinin, global anlamda ekonomik sistem ve özel olarak
kartı çıkaran banka yararına hizmet etmesi tabiidir. Kart hamili bakımından
avantaj ve dezavantajların kıyaslanması, hem hukuk ilmini, hem de ekonomi ve
sosyoloji bilimlerini meşgul eder.
Ekonomi bilimi, insanın daima rasyonel harcama yapacağını karine olarak
kabul eder ve bu kabul üzerinden hesap yapar. Sosyoloji bilimi ise, kredi kartı
hamillerinin rasyonel harcama yapmama gerekçelerini anketlerle açıklar.
Ekonomi ve sosyoloji arasındaki bu tezatlığın, tüketim ödüncünün tarihî
temellerinde araştırılması değer arz eder. Çünkü banka kredi kartının tanımı ve
kredi kartı sözleşmesinin hukukî niteliği konusunda, hukuk doktrini görüş ayrılı-
ğındadır.
Kredi kartı sözleşmesi, tüketim ödüncüyle benzer yönler gösterse de, klasik
ödünçten bağımsız unsurlar da ihtiva eder. Meselâ taksitlendirme, üst limit
dâhilinde nakit çekme, puan-bonus-chip gibi promosyonlar, bu farklılığa işaret
eder.
Ekonomi biliminin şartına uygun olarak yalnızca ödeme aracı olarak kulla￾nılan kredi kartının sağladığı iddia edilen avantajlar ne kadar gerçekçidir? Kart
hamiliyle bankanın sözleşme terazisindeki durumu, ancak şu faaliyetle ortaya
konulabilir: tüketim ödüncünün modern mutasyonlarında hukukî nitelik analizi
yaparak.
Research Interests:
Hukukun amaç ve işlevleri dikkate alındığında hukuk açısından en değerli varlık insandır. İnsanın da en değerli varlığı onun kişiliğidir. Kişilik kavramı, kişiyi var eden, kişiliğini serbestçe geliştirmesini sağlayan, diğer kişilerden... more
Hukukun amaç ve işlevleri dikkate alındığında hukuk açısından en değerli
varlık insandır. İnsanın da en değerli varlığı onun kişiliğidir. Kişilik kavramı, kişiyi
var eden, kişiliğini serbestçe geliştirmesini sağlayan, diğer kişilerden farklılığını
ortaya koyan bütün değerleri ifade eder. Bu nedenle kişilik, Azerbaycan Huku￾kunda hem Azerbaycan Anayasası, hem de mevzuattaki diğer ilgili kanunlar ile
özel korunma altına alınmıştır. Günümüzde hızla gelişen iletişim teknolojileri ve
sosyal hayattaki başdöndürücü değişiklikler kişiliğe karşı hukuka aykırı müdaha￾leleri çok daha kolay hale getirmiştir. Bunun sonucu olarak da kişilik ihlalleri
hızla artmaktadır. Bu nedenle hukuka aykırı müdahalelere açık olan kişiliğin
özelikle şeref ve haysiyetin saldırılara karşı etkin bir şekilde korunması önem
arz etmektedir. İşte bu durum ve gelişmeler karşısında aşağıda Azerbaycan
Hukukunda kişinin şeref ve hasiyetine yapılan saldırılara karşı korunmasına
ilişkin düzenlemelerin genel sistematiği değerlendirilmiş ve konuyla ilgili bazı
çözüm önerileri sunulmuştur.
Research Interests:
İşçilerin sendikal özgürlükleri, Anayasa ve Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun ilgili hükümleri ile teminat altına alınmıştır. Her ne kadar yasal ko￾ruma getirilmiş olsa da işçiler, zaman zaman sendikal fesihle karşı karşıya... more
İşçilerin sendikal özgürlükleri, Anayasa ve Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi
Kanununun ilgili hükümleri ile teminat altına alınmıştır. Her ne kadar yasal ko￾ruma getirilmiş olsa da işçiler, zaman zaman sendikal fesihle karşı karşıya gele￾bilmektedirler. Ancak, işçiler tarafından sendikal fesih iddiasıyla açılan tüm
davalar her zaman sendikal fesih olarak Yüksek Mahkeme tarafından kabul
edilmemektedir. Bu çalışmada hangi durumların sendikal fesih olarak kabul
edilip hangilerinin sendikal fesih olarak kabul edilmediği Yüksek Mahkemenin
kararları örnek verilerek ortaya konmaya çalışılmıştır.
Research Interests:
Offenders have a tendency to become involved in subsequent criminal acts after they have been released from prison. In the evolution of public’s fear of crime, repeat offenders are significantly effective. A considerable proportion of... more
Offenders have a tendency to become involved in subsequent criminal
acts after they have been released from prison. In the evolution of public’s fear
of crime, repeat offenders are significantly effective. A considerable proportion
of the population in large cities has a fear of being victimized by some gunned
assailant, sexual offenders, and even by serial killers because they believe the
repeat offenders are released from prison too soon. At this point, current
criminal justice agencies and policymakers are facing a dilemma in dealing with
repeat offenders. On one hand, they have to generate an effective crime
prevention policy to deal with repeat offenders and to reduce fear of crime in
the public. On the other hand, they have to balance their public safety policies
with the rights of criminals.
Empirical studies and high recidivism rate show that certain criminals
specialize in offending, such as violent and nonviolent criminals. Legislators
and practitioners, therefore, doubtlessly believe that criminals who start their
criminal carriers at their early ages are more likely to specialize in certain
crimes because of assuming that they have tendency for committing certain
crimes, and with repeated acts they become experts. This study focuses on the
background of American generated “three strikes you’re out law”, current
policy, impacts of the policy and consequences of the policy.
Research Interests:
Türk disiplin hukukunda çoğunluklu görüş, kanunsuz ceza olamayacağı ama disiplin suçları için bu kuralın geçerli olmayacağı yönündedir. Ancak 1982 Türk Anayasasında yer alan “kanunsuz suç ve ceza olmaz” prensibini anlatan hükmün hiçbir... more
Türk disiplin hukukunda çoğunluklu görüş, kanunsuz ceza olamayacağı
ama disiplin suçları için bu kuralın geçerli olmayacağı yönündedir. Ancak 1982
Türk Anayasasında yer alan “kanunsuz suç ve ceza olmaz” prensibini anlatan
hükmün hiçbir istisnasının olmaması, disiplin suçlarının da kanunla konulması-
nın zarurî olduğuna işaret etmektedir. Diğer taraftan Anayasanın 7. maddesi
yasama yetkisinin devredilemezliğini, 123. maddesi de kanunsuz idare olmaya￾cağını hüküm altına almaktadır.
Tüm değerlendirmeler neticesinde denilebilir ki; Türk disiplin hukukunda
cezaların kanunla konulması isabetlidir. Bu cezaları gerektirecek suçların da
idarece günün şartlarına göre konması için yine ve mutlaka kanuna dayanılması
gereklidir. İdareye, kanunla genel çerçevesi ve konusu belirlenen sınırda suç
ihdas edebilme yetkisinden başka bir imkân tanınamaz. Böyle bir imkân tanına￾cak olursa, yasama yetkisinin devredilmezliği ve aslîliği prensiplerine aykırı du￾rum oluşur.
Research Interests:
Hukuk devleti, vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulundukları, devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu, yönetilenlere hukuki gü- venceler sağlayan, onların temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan dev￾let... more
Hukuk devleti, vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulundukları, devletin
eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu, yönetilenlere hukuki gü-
venceler sağlayan, onların temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan dev￾let demektir. Hukuk devleti anlayışına gelinmeden önce, mülk devlet (ya da
feodalite) ve polis devleti aşamalarından geçilmiştir. Sosyal güvenlik sisteminin
amacı, ülkede yaşayan bireyleri sosyal risklere karşı korumak ve onları yaşadık￾ları toplum içinde başkalarına muhtaç olmayacak bir hayat standardına ulaş-
tırmaktır. Günümüzde sosyal güvenlik hakkı bir insan hakkı olarak kabul edil￾mektedir. Sosyal güvenlik, sosyal devletin de bir gereksinimidir.
Ülkemizde de hukuk devletinin gereği olarak sosyal güvenlik hakkına ilişkin
çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Anayasaya göre sosyal güvenlik hakkı temel
insan haklarından birisi olarak kabul edilmiştir. Herkes, sosyal güvenlik hakkına
sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. Hukuk
devleti, temel bir insan hakkı olan sosyal güvenliği teminat altına alırken, sosyal
hukuk devleti bu teminatın insan onuruna yaraşır bir standartta olmasını sağ-
lar.
Çalışmada, hukuk devleti ilkesi ve gelişimi, sosyal güvenlik kavramı ve ulus￾lararası belgelerde sosyal güvenlik hakkı ile hukuk devletinde sosyal güvenlik
hakkı konuları incelenmiştir
Research Interests:
Ülkeler arasında seyahat eden motorlu taşıt kullanıcılarına yardımcı olmak ve ayrıca ilgili motorlu taşıt kullanıcılarının seyahat ettikleri ülkelerde neden oldukları kazaların sonucunda zarar görenlerin korunmasını sağlamak amacı ile... more
Ülkeler arasında seyahat eden motorlu taşıt kullanıcılarına yardımcı olmak
ve ayrıca ilgili motorlu taşıt kullanıcılarının seyahat ettikleri ülkelerde neden
oldukları kazaların sonucunda zarar görenlerin korunmasını sağlamak amacı ile
kurulan Yeşil Kart Sistemine üye olmak için Azerbaycan 2012 yılında çalışmalar
başlatmıştır. Bu çalışmalar sonucunda Azerbaycan 25 aralık 2014 yılında İcbari
Sigortalar Kanununda yaptığı değişiklikle 47 üyesi bulunan bu sisteme üye ol￾muş ve Yeşil Kart Sisteminin 01 ocak 2016 yılından başlayarak ülkede uygulana￾cağını kabul etmiştir.
AİSK'da yapılan bu değişiklikle kanuna 63-1 ila 63-10 arasında 10 madde
eklenmiş ve bu maddelerde öncelikle yeşil karta ilişkin uluslararası standartlar
düzenlenmiş ve devamındaki hükümlerde ise Milli Büronun yetki ve görevleri
ile Milli Büro üyesi olacak Sigorta Şirketleriyle ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Bu
doğrultuda Azerbaycan'ın teorik olarak başarılı bir Yeşil Kart Sistemini oluştur￾duğunu söylemek mümkündür.
Research Interests:
Sorumluluk hukukunun en çok uygulama alanı bulan hükümlerinden biri de, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin Türk Borçlar Kanunu'nun 53/3 hük￾müdür. Özellikle, sıklıkla karşılaşılan ve bir kısım ölümle sonuçlanan trafik ve iş... more
Sorumluluk hukukunun en çok uygulama alanı bulan hükümlerinden biri de,
destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin Türk Borçlar Kanunu'nun 53/3 hük￾müdür. Özellikle, sıklıkla karşılaşılan ve bir kısım ölümle sonuçlanan trafik ve iş
kazalarından açılan davalarda, mahkemelerin, destekten yoksun kalma tazmina￾tına ilişkin taleplerle karşılaştıkları görülmektedir. Bu çalışmanın amacı da, çok sık
uygulama alanı bulan Türk Borçlar Kanunu'nun 53/3 hükmünün incelenerek,
destekten yoksun kalma tazminatının niteliğini etraflıca ele almaktır.
Research Interests:
İnanç gruplarının karşılaştığı problemler, gelişen insan hakları çerçevesinde sıklıkla gündeme gelmektedir. Bunların başında gelen ve dünya çapında tartışı- lan konulardan biri ise "inanç grupların tüzel kişiliğe sahip olup olmadığı"... more
İnanç gruplarının karşılaştığı problemler, gelişen insan hakları çerçevesinde
sıklıkla gündeme gelmektedir. Bunların başında gelen ve dünya çapında tartışı-
lan konulardan biri ise "inanç grupların tüzel kişiliğe sahip olup olmadığı" mese￾lesidir. Dini grupların ya da cemaatlerin tüzel kişilikleri ile faaliyet gösterebilme￾leri, hukuki kişiliklerine bağlı olarak temsil edilebilmeleri ve çok uluslu devlet
yapıları konuya hayati bir önem kazandırmıştır. Buna paralel olarak, müslüman
ve gayrimüslim toplulukları yüzyıllardır bünyesinde barındıran ülkemizde de
konuyla ilgili pek çok sorun meydana gelmiştir.
Elinizdeki çalışma, dini grupların tüzel kişiliği sorununu Türkiye özelinde
değerlendirmektedir. Bu kapsamda öncelikle inanç gruplarının tüzel kişilik hak￾kı bir hak olarak incelenerek, eksikliğinde yaşanan sorunlar tespit edilmeye
çalışılacaktır. Ardından konuyla ilgili Türkiye'deki yasal düzenlemelere yer veri￾lecektir. Çalışmanın ikinci kısmında ise, insan hakları bağlamında Türkiye'ye yol
gösteren ve uluslararası standartları ortaya koyan en önemli kurum olan AİHM
kararları ele alınacaktır. Bu konuda akla ilk gelen düzenleme AİHS'nin 9. mad￾desinin koruduğu din ve vicdan özgürlüğüdür, ancak madde metninde ve pro￾tokollerde soruna yönelik bir kural açıkça zikredilmemektedir. Bununla birlikte,
konuyla ilgili olarak AİHM'ye yapılan başvurularda verilen kararlar, mahkeme￾nin "örgütlü dini grupların tüzel kişiliğinin bulunması gerekliliğini" içtihat yoluy￾la kabul ettiğini göstermektedir
Research Interests:
Etkin pişmanlık failde suç işlediği sırada bulunmayan ancak suç tamamlan￾dıktan sonra ortaya çıkan pişmanlık ve bunun sonucunda telafi amaçlı bazı ha￾reketlerde bulunması durumudur. Etkin pişmanlık halinde failin cezasında ya indirim... more
Etkin pişmanlık failde suç işlediği sırada bulunmayan ancak suç tamamlan￾dıktan sonra ortaya çıkan pişmanlık ve bunun sonucunda telafi amaçlı bazı ha￾reketlerde bulunması durumudur. Etkin pişmanlık halinde failin cezasında ya
indirim yapılır ya da cezası tamamen kaldırılır ve bu şahsi bir nedendir. Failin
cezalandırılması sonucunda mağdurun zararı karşılanmadığı için kanun koyucu
etkin pişmanlık hükmü neticesinde ceza ile toplumda meydana gelen düzensiz￾liğin giderilmesinin yanında mağdurun zararının da karşılanmasını amaçlamak￾tadır. Suç tamamlandıktan sonra o suçu hiç işlenmemiş hale dönüştürmek
mümkün değildir, ancak sonrasında fail pişmanlık göstererek haksız neticeleri
mümkün olduğu ölçüde ortadan kaldırabilir. Etkin pişmanlık sayesinde devlet
suçun önlenmesi gibi bir yarar sağlar. Fail cezalandırılmaktan kısmen ya da
tamamen kurtulurken mağdur ise zararının giderilmesi sonucunda tatmin edi￾lir. Etkin pişmanlığa ilişkin olarak da bu bağlamda çeşitli filozofların görüşleri
bulunmaktadır. Bu görüşlerden bir kısmı etkin pişmanlığa ceza verilmesini sa￾vunurken, diğer bir kısmı ceza verilmemesini öne sürmektedir. Bu çalışmada
etkin pişmanlığa ilişkin hükümlerin bu görüşler çerçevesinde incelenmesi ya￾pılmıştır.
Research Interests:
Sigortalılık hallerinin birleşmesi olarak adlandırılan konu altında, bir Ku￾rum'a ya da sigortalılık haline tabi olarak geçirilmiş olan sürelerin emeklilik için yeterli olmaması halinde, farklı kurumlarda ya da farklı sigortalılık... more
Sigortalılık hallerinin birleşmesi olarak adlandırılan konu altında, bir Ku￾rum'a ya da sigortalılık haline tabi olarak geçirilmiş olan sürelerin emeklilik için
yeterli olmaması halinde, farklı kurumlarda ya da farklı sigortalılık hallerinde
geçirilen sürelerin birleştirilmesi gündeme gelecektir. Ancak hizmet birleştiril￾mesi gerçekleştirilirken, 5510 sayılı Kanun' dan önce sigortalı ya da iştirakçi
olanlar ile sonra olanlar açısından farklı hükümlerin uygulanması söz konusu
olacaktır. 5510 sayılı Kanun öncesi sigortalı ya da iştirakçi olanlar için 2829 sayı-
lı Kanun hükümleri uygulama alanı bulacaktır. 2829 sayılı Kanun'a göre hizmet
birleştirmesi gerçekleştirilirken son yedi yıllık süre dikkate alınacaktır. 5510
sayılı Kanun hükümlerine göre ise sigortalının tüm hizmetleri dikkate alınacak￾tır. 2829 sayılı Kanun her ne kadar 5510 sayılı Kanun ile yürürlükten kalkmış
olsa da, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 2'nci maddesinden dolayı hala ve uzunca
bir süre uygulanmaya devam edecektir.
Research Interests:
Çalışmanın amacı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu sistemi ile limited ortak￾lıklar hukukuna getirilen yeni bir müessese olan ek ödeme yükümlülüklerinin incelenmesidir. Ortak, ortaklık, pay senedi, limited ortaklık sözleşmesi, esas... more
Çalışmanın amacı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu sistemi ile limited ortak￾lıklar hukukuna getirilen yeni bir müessese olan ek ödeme yükümlülüklerinin
incelenmesidir. Ortak, ortaklık, pay senedi, limited ortaklık sözleşmesi, esas
sermaye, esas sermaye payı, bilânço, bilânço açığı, zarar, zararın kapatılması,
edim, yükümlülük, ek finansman araçları, ortaklıktan çıkma ve çıkarılma kav￾ramları ışığında ek ödeme yükümlülüğü ve anılan kavramlarla irtibatı açıklan￾mıştır. Yapılan incelemeler sonucunda ek ödeme yükümlülüğünün ülkemizde
limited ortaklıkların ticaret hayatında yer edinebilmelerini ve gelişmesini temin
edecek faydalı hukuki bir müessese olduğu tespit edilmiştir.
Research Interests:
1982 Anayasası'ndaki memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri ile ilgili işlemiş oldukları suçlardan dolayı kovuşturma yapılabilmesi yetkili merciin iznine bağlanmıştır. Memurlar hakkında ceza kovuşturmasına ilişkin özel soruş-... more
1982 Anayasası'ndaki memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri ile
ilgili işlemiş oldukları suçlardan dolayı kovuşturma yapılabilmesi yetkili merciin
iznine bağlanmıştır. Memurlar hakkında ceza kovuşturmasına ilişkin özel soruş-
turma usulleri uzun süredir tartışma konusu olmakla birlikte, memurların so￾ruşturulması için gerekli olan yetkili mercii izin kararının hukuki niteliğine ilişkin
olarak doktrinde ve Danıştay kararlarında farklı görüşler vardır. Bu çalışmada,
Danıştay'ın yaklaşımı ve doktrindeki görüşler ışığında yetkili merci izin kararla￾rının hukuki niteliğine ilişkin değerlendirmeler yapılması amaçlanmıştır.
Research Interests:
Belediyeler, yerinden yönetimin en önemli uygulamalarından biridir. Şüp￾hesiz belediyeler de çeşitli yollarla denetlenecektir. Fakat bu denetim süreçle￾rinde dikkate alınması gereken en önemli nokta yerinden yönetim anlayışının... more
Belediyeler, yerinden yönetimin en önemli uygulamalarından biridir. Şüp￾hesiz belediyeler de çeşitli yollarla denetlenecektir. Fakat bu denetim süreçle￾rinde dikkate alınması gereken en önemli nokta yerinden yönetim anlayışının
zedelenmemesidir. Bir ülkede merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki
denetim mekanizması, bizlere, o ülkenin demokratik yapısından, kalkınmışlığı-
na kadar birçok ipucu verebilir. Türkiye'de yerel yönetim birimleri olan beledi￾ye, il özel idareleri ve köyler arasından, idarenin halka yakınlığı anlamında bir
adım önde görünen belediyelerin yapısı ve merkezi idare ile arasındaki ilişkileri,
özellikle 2004 ve 2005 yılında yapılan yasal düzeydeki değişikliklerle Avrupa
Konseyi ve Avrupa Birliği standartlarına doğru çekilmek istenmiştir. Bu yeni
standartlardan biri de belediyelerin mali ve idari denetimi ile getirilen yeni
standartlardır. Bu çalışmada belediyeciliğin tarihi gelişimi, belediyelerin idari ve
mali olarak iç ve dış denetimi üzerinde durulmuştur.
Research Interests:
As a constitutional right, the right to strike is one of the economic rights. The right to strike, which is a constitutional right, is not an unlimited right. The right to strike is defined in the Act No 6356. In addition to this... more
As a constitutional right, the right to strike is one of the economic rights.
The right to strike, which is a constitutional right, is not an unlimited right. The
right to strike is defined in the Act No 6356. In addition to this definition, the
Act requires a number of additional conditions in order that an action is
considered as a lawful strike. A strike, which meets these required conditions,
is called as lawful strike; and a strike, which does not meet these required
conditions, is called as unlawful strike. In addition to this classification, the Act
No 6356 sets out a number of prohibitions on strike. It is prohibited to go on
strike in certain works and in certain places of employment, under these
prohibitions set out by the Act. However; the comprehensive prohibitions on
strike, set out by the Act No 2822, is substantially reduced by the amendments
made and by the Act No 6356.
In consequence of the annulment, by the Constitutional Court, of the
words "banking services" and "inner-city public transportation services",
stated by the Article 62, entitled "The Prohibitions of Strike and Lockout",
of the Act No 6356 that strikes are prohibited in banking services and inner￾city public transportation services; it is also possible to go on strike in the
works where banking services and inner-city public transportation services
are carried out. Today, there is no such prohibition on strike for these
works.
Research Interests:
Azerbaycan Hukukunda haksız rekabetin piyasa katılımcılarının (tacirlerin), tica￾ri faaliyete ilişkin mevzuata aykırı ve gayri adil yöntemlerle üstünlük sağlamağa yö- nelmiş, bununla da diğer piyasa katılımcılarına (rakiplerine) zarar ika... more
Azerbaycan Hukukunda haksız rekabetin piyasa katılımcılarının (tacirlerin), tica￾ri faaliyete ilişkin mevzuata aykırı ve gayri adil yöntemlerle üstünlük sağlamağa yö-
nelmiş, bununla da diğer piyasa katılımcılarına (rakiplerine) zarar ika edebilen, yahut
onların ticari itibarına halel getirebilen hareketler olduğu Kanun Koyucu tarafından
düzenlenmiştir. Kanaatimize göre bu tanımın geniş yorumlanması sadece "mevzua￾ta aykırı" hareketlerin değil, "hukuka aykırı" tüm hareketlerin bu kapmada kabul
edilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca "diğer piyasa katılımcılarına" ifadesi ile "rakip￾lerle" birlikte "tüketicilerin ve diğer katılımcılarının da" amaçlandığı kantindeyiz.
Kanun Koyucu tüketicilerin yanıltılması yolu ile işlenen haksız rekabet fiilini
ayrıca düzenlenmiştir. Bu anlamda "ürünle ilgili yanıltıcı bilgiyi kullanmağı",
"tüketicinin seçim özgürlüğünü etkileyebilen hukuka aykırı reklam yöntemlerini
kullanmağı", "tüketiciyi yanıltabilen reklamı kullanmağı", "tüketiciyi yanıltmak
için haksız işaret kullanmağı", "ürünün kullanım amacı veya kullanım şartlarına
uygun olmadığını gizletilmeği" haksız rekabet olarak kabul etmiştir.
Research Interests:
Bu makale çalışması, üç temel bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, meslek hastalığının tanımı ve unsurları; ikinci bölümde ise, işverenin meslek has￾talığı nedeniyle doğan hukuki sorumluluğu incelenmiştir. Bu kapsamda, kusura dayalı... more
Bu makale çalışması, üç temel bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde,
meslek hastalığının tanımı ve unsurları; ikinci bölümde ise, işverenin meslek has￾talığı nedeniyle doğan hukuki sorumluluğu incelenmiştir. Bu kapsamda, kusura
dayalı sorumluluk ile kusursuz sorumluluk ve hukuki sorumluluğu kaldıran ve
azaltan nedenler üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde, işveren ve üçüncü
kişilerin meslek hastalığı nedeniyle doğan cezai sorumluluğu ele alınmıştır.
Research Interests:
İnsan haklarına yönelik ihlaller farklı kişi ve gruplardan gelebilir. Bireylere birtakım hakların tanınması yanında tanınmış hakların bu kişi ve gruplara karşı korunması da önemli ve gereklidir. Nitekim "insan haklarının korunması"... more
İnsan haklarına yönelik ihlaller farklı kişi ve gruplardan gelebilir. Bireylere
birtakım hakların tanınması yanında tanınmış hakların bu kişi ve gruplara karşı
korunması da önemli ve gereklidir. Nitekim "insan haklarının korunması" kav￾ramı ulusal mevzuatta ve uluslararası sözleşmelerde kendine yer bulmuş bir
kavramdır. Bu koruma ulusal düzeyde yargı yoluyla ve yargı dışı yollarla olabilir.
İdari başvuru, yargı dışı yollar arasında yer almaktadır. Çalışmamızda insan
hakkı ihlallerinde başvurulabilecek idari makamlar incelenmiştir.
Research Interests:
İş sağlığı ve güvenliği, işyerlerinde işin yürütümü nedeniyle oluşabilecek tehlike ve riski ortadan kaldırmayı veya azaltmayı, çalışanların sağlığını beden￾sel ve ruhsal yönden en üst düzeyde tutmayı amaç edinen önleme ve koruma... more
İş sağlığı ve güvenliği, işyerlerinde işin yürütümü nedeniyle oluşabilecek
tehlike ve riski ortadan kaldırmayı veya azaltmayı, çalışanların sağlığını beden￾sel ve ruhsal yönden en üst düzeyde tutmayı amaç edinen önleme ve koruma
nitelikli sistemli bilimsel çalışmalardır.
Tarihsel süreç içerisinde, öncelikle işçinin sağlığı üzerine odaklanılmış, sağ-
lığa zararı olabilecek her türlü tehlike ve risk önlenmeye çalışılmıştır. İş güvenli-
ği kavramının ortaya çıkışı ise daha sonralara rastlar. Sanayi devrimiyle birlikte
çalışanların çoğalması, tehlikelerin artması iş sağlığı ve güvenliği alanının geliş-
mesine zemin hazırlamıştır.
İş sağlığı ve güvenliği alanında ILO normları başta olmak üzere, BM İnsan
Hakları Evrensel Beyannamesinin ilgili hükümleri ve "İşte Çalışanların Sağlık ve
Güvenliklerini İyileştirmeye Yönelik Tedbirler Alınmasına İlişkin 12.06.1989 ta￾rihli ve 89/391/EEC Sayılı Konsey Direktifi başta olmak üzere Avrupa Birliği
normları uluslararası kaynaklar arasında bulunmaktadır. 1982 Anayasası, 6098
sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ise en
temel ulusal kaynaklar arasında yer alır.
Research Interests:
Avrupa Birliğine giriş sürecinde ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği alanında birçok değişiklik ve yenilik yapılmıştır. Bunlardan birisi de 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işyeri odaklı süreç... more
Avrupa Birliğine giriş sürecinde ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği alanında
birçok değişiklik ve yenilik yapılmıştır. Bunlardan birisi de 4857 sayılı İş Kanunu
ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işyeri odaklı süreç yönetimi
anlayışına geçilmesidir. Bu anlayış, işletmelerin, iş sağlığı ve güvenliğini sağlama
noktasında kendi özel kurallarını kanun koyucu tarafından çizilen genel çerçeve
içerisinde belirleyebilmesini sağlamaktadır. İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarında
işverenler, "düşmeyecek, kaymayacak, yeterince güvenli olacak" gibi hukuksal
yükümlülükleri, işyerinin somut özelliklerini dikkate alarak tespit edebilme ini￾siyatifine sahip olmuş bulunmaktadırlar.
Devletin bir sosyal politika olarak işyerlerindeki kazaları önlemeye yönelik so￾mut önlemler öngören genel düzenlemelerinin işyerlerinin kendine özgü yapısına
uyum sağlamaması ve önlemlerin her işyerinin somut özelliklerine uygun olmama￾sı; düşmeyecek, kaymayacak gibi sonuca yönelik değil de 50 cm genişliğinde, 60
derece eğiminde gibi reçetesel tarzda önlemler belirlemesi; işverene inisiyatif ta￾nımaması; uyarlamaları hızlı bir şekilde yapamaması ve önlemden ziyade kaza son￾rası sonuçlara odaklanması nedeniyle, iş kazaları ile meslek hastalıklarının önlen￾mesinde istenilen başarı yakalanamamıştır. Bunun yanı sıra iş sağlığı ve güvenliğini
sağlamada işyeri açısından somut önlemler alınması amacıyla iş sağlığı ve güvenliği
kurullarının yeterince etkin olmamaması, sadece istişari (danışma) nitelikte kurullar
olarak kalması başarısızlığa zemin hazırlamıştır.
İşyeri odaklı süreç yönetimi anlayışında, işverenlerin işyerlerinin sübjektif
özelliklerine göre gerekli olan önlemleri belirlemesi ve işyeri için en uygun ted￾birin alınması amaçlanmıştır. Önlemler tespit edilirken göz önünde tutulması
gereken ölçüt, "gereklilik"tir. İşyeri odaklı süreç yönetimi anlayışının başarısı,
bir organizasyon oluşturulması, uygun çalışan seçimi, İSG yönergesi hazırlan￾ması ve kalite sistemlerinden yararlanılması şartlarına bağlıdır.
Research Interests:
Bangladeshis a moderate Muslim country. Constitutionally it is a Secular State since the adoption of the first constitution in 1972. The emergence of Bangladesh as an independent sovereign State had to be accomplished through a... more
Bangladeshis a moderate Muslim country. Constitutionally it is a Secular
State since the adoption of the first constitution in 1972. The emergence of
Bangladesh as an independent sovereign State had to be accomplished
through a nine-month long bloody war against "Islamic army" of Pakistan,
which claimed to be an Islamic State. From the perspective of its
jurisprudential thoughts, Pakistan was supposed to collapse much earlier than
1971 as East Pakistan did not find any good reflection of Islamic Jurisprudence
in the so-called holy land of united Pakistan. Bangladesh had to fight for its
independence from British and Pakistani armies, which had committed many
crimes, including war crimes such as genocides, riots, mass murders,
indiscriminate destruction of civilian population and so forth. Apparently those
atrocities and crimes have nothing to do with jurisprudential thoughts and
studies. The fault-lines of legal theories, political doctrines, and economic
realities, and socio-cultural dynamics based on which concerned laws were
crafted and implemented are mainly to be blamed for all those divisive policies
and rules about which we will discussed in this article.
Research Interests:
Türk ceza adalet sisteminde, 6545 sayılı Kanun'la sulh ceza mahkemeleri￾nin kaldırılmış ve yerlerine suçun soruşturma evresinde gerekli kararları ver￾mek için görev yapmak üzere "sulh ceza hâkimlikleri" kurulmuştur. Anayasa Mahkemesi bu... more
Türk ceza adalet sisteminde, 6545 sayılı Kanun'la sulh ceza mahkemeleri￾nin kaldırılmış ve yerlerine suçun soruşturma evresinde gerekli kararları ver￾mek için görev yapmak üzere "sulh ceza hâkimlikleri" kurulmuştur. Anayasa
Mahkemesi bu düzenlemelerin Anayasaya aykırı olduklarına ilişkin itirazları
reddetmiştir. Buna rağmen, Anayasa Mahkemesi kararının da gözden geçiril￾mesi sonucunda, yeni yapılanmanın bir kısım sebeplerle halen Anayasaya aykırı
olduğu değerlendirilmektedir.
Sulh ceza hâkimliklerinin "mahkeme" olmamaları veya bu adla kurulmamış
olmaları; sulh ceza mahkemeleri ile sulh ceza hâkimlikleri arasında görev deği-
şikliği bakımından sonucu etkileyecek fark olmaması; buna rağmen kaldırılan
sulh ceza mahkemeleri bünyelerinde görevli hâkimlerin başka yerlere tayin
edilmeleri ve yeni sulh ceza hâkimliklerine de ayrı yerlerden hâkim atanması;
yeni kurulan sulh ceza hâkimliklerinin kuruluş tarihinden evvelki uyuşmazlıklara
ve itirazlara bakmaları Anayasaya aykırılığa ilişkin somut birkaç örnektir.
Hukuk devleti olan Türkiye'de, temel hak ve hürriyetlerin en önemli
teminatlarından birisi olan yargının bağımsızlığı sağlanmış ve bu teminat
altına alınmış olsa bile, ki öyledir, bunları işlevsizleştirecek yöntemlerden de
kaçınılması gerekmektedir. Çünkü aksi hal temel haklar için öngörülen gü-
vencelerde aşınma tehlikesine ilişkin endişelere yol açabilir. Hukuk devle￾tinde hukuk ve temel haklar güvenliğinin sağlanması için her şeyden önce,
bu güvencelerin ihlâl edildiğine ya da edileceğine ilişkin endişelerin bertaraf
edilmesi gerekir.
Research Interests: